Ülkeye gemiyle girdiğimiz için baya bir gümrük, biletleme vs işlemi ile uğraşmak zorunda kaldım. Yüksek meblağlar da ödemek gerekiyordu. Evrak işlemleri geliyor aklıma Japonya deyince. Ama sürdüğüm yollara daha çok odaklanmam gerekiyor. Çünkü, o kadar güzel dağ yolları henüz hiç bir yerde görmedim.
İlk 3 gün bir Japon bizi evinde ağırladı. Sonrasında motorları alıp güneye sürmeye başladık. İlk bulduğumuz kamp alanı çok temizdi. Orada kamp yapmakta olan bir Japon aile bize yiyecek ve içecek ikram etti. Sohbet ettiğimiz nadir Japonlardan oldular.
Sabah uyanıp Daisetsuzan Milli Parkı’na doğru sürdük. Orada iki gün bir otoparkta konakladık ve bir dağ tırmanışı yaptık. Ayı tehdidi olduğu için pek huzurlu uyuduğumuzu söyleyemeyeceğim.
Ayrılıp Hokkaido bölgesinin en büyük şehri olan Sapporo’ya sürdük. Vardığımızda bizi yoğun bir şehir trafiği karşıladı. Konaklama bulamasak da internet paketi satın alabildik. Park problemi çok büyüktü. Kamp yapacak yer de bulamayınca şehrin içindeki parkta kamp yaptık. 2 gün kalıp daha güneye sürmeye devam ettik.
Kısa mesafeler sürüp göl kenarlarındaki kamp alanlarında konaklıyorduk. Doğa kuzeyde çok güzeldi.
Hokkaido bittiğinde yine bir gemiye binip anakaraya geçmek gerekiyordu. Diğerlerine nazaran ucuz bir gemi biletiydi bu. Yine kamp yapmaya devam ediyorduk. Dağ yollarında motor sürerek yolumuza devam ediyordu. Virajlı dağ yolları tam bir eğitim havasında geçiyordu. Muazzam manzaralar eşliğinde ilerlemek yavaş da olsa çok keyifliydi.
Ana yolları tercih ettiğimizde yoğun trafik yine yavaş gitmemize neden oluyordu. 125cc otobanlara çıkamadığı için onları hiç denemedik bile. Sürekli ara yollardan ve dağlardan ilerledik.
Tokyo’ya varmamız 15 gün sürdü. Bu 15 gün boyunca sürekli kamp yaptık. Büyük şehre gelmek demek trafik, konaklama ve otopark sıkıntılarını getiriyordu. Bunlarla baş etmek gerçekten zordu.
Ucuz bir hostelde 1 haftadan fazla kalıp Yamaha fabrikasına sürdüm. Tokyo’nun 250 km güneyindeki fabrikaya tek başıma gittim. Gezdim, gördüm ve Fuji dağı manzarasıyla beraber geri döndüm. Yine aynı hostelde kaldım. Birkaç gün misafir olarak başka yerlerde de ağırlandım. Motosikletimin kargo ücreti fazla gelince, Tokyo’da ikamet eden bir Türk’e satışını verdim. Uçağa atlayıp döndüm 🙂
Maceram Tokyo’da motosikletimle vedalaşarak bittiği için mutlu değilim ancak elimdeki imkanlar doğrultusunda yapabileceğim tek şey oydu. Dilerim daha güzel maceralara daha kısa sürede hazırlanıp çıkabilirim.
Ülkeye turizm amaçlı girerken bile o kadar bürokrasi ve masraf çıkarmaları tuhaf, bir o kadar tuhaf olanı da motoru oradaki birine satabilmen. Girişte ne kadar ücret aldılar? Satarken de gümrük masrafı çıktı mı?
Ayrıca imrendim, çok güzel olmuş. Biz onca sene ot gibi yaşamışız.
BeğenBeğen
Japonya tümden tuhaf bir ülke zaten. Ücretler vs https://ikiteke.com/2015/12/12/japonya-yolculugu-butcesi/ burada.
ya da daha fazlası burada https://ikiteke.com/2017/01/28/ben-de-japonyaya-gidecegim/
BeğenBeğen
Temel’den ayrılmanın manevi kaybını bir tarafa koyarsak bence kârdasın. Herkes senin gibi şanslı olmayabilir bu konuda, o yüzden senin değindiğin motor kiralama işi çok daha akıllıca.
BeğenBeğen
Duygusal olarak hiç yaklaşmadım konuya o zamanlar. Benim için kârlıydı cidden. Motor kiralama birkaç gün gezilecekse her türlü daha uyguna gelir.
BeğenBeğen
Dostum selam , gezilerini yeni gördüm harikasın … sorum şu ; Japonya’ya giderken Çin’i görmeyi düşündün mü ? O bölge neden geçilmiyor kimse gitmemiş oradan ..
BeğenBeğen
Merhaba,
Çin vizesi almak zor. Alsanız bile rehbersiz gezemiyorsunuz. Rehber ücretiyle pahalıya geliyor. Genel sebep bu, benimki de 🙂 yoksa çok geniş ülke, mükemmel coğrafya var ama şartlar işte 🙂
BeğenBeğen