Paraguay Seyahat Notları

Arjantin-Paraguay sınır geçişinin Güney Amerika’daki en hızlı sınır geçişim olduğunu Arjantin Seyahat Notlarımda belirtmiştim. Paraguay’a gelmeyi düşündüğüm gün küçük bir aksilik yaşasam da öğlen saatlerinde yola çıkabilmiş, fırtınalarda motosiklet sürmüş ve ülkeye girmiştim. Arjantin’in kullandığı saat diliminden 1 saat geride olan Paraguay, bana zaman kazandırmıştı ve başkent Asuncion’a doğru ilerliyordum..

İlk dikkatimi çeken şey ülkenin fakir görüntüsü ve trafiğin tehlikeli olmasıydı. Özellikle şehir merkezine yaklaştıkça trafik yoğunluğu artmış, ancak bir İstanbul motorcusu olan beni yıldırmamıştı. Bir şekilde, daha önceden yer ayırdığım hostelin sokağına geldim. Kapısında tabela olmayan hostellerden… Değişik bir el yazısıyla boyayarak yazdıklarından ilk bakışta göze çarpmıyordu ismi, fakat önünde duruyordum. Zili çalıp sorduğumda emin olabilmiştim. Bahçesi var diye tuttuğum hostel, ana cadde üzerindeydi. Motosikleti avluya alabilir miyiz, diye sorduğumda olumlu yanıt alınca daha fazla soru sormadan hostele yerleştim. Sıcaktan bunalmıştım ve hemen duş almak istiyordum. Değerli eşyalarımı dolaba kilitledim ve yemek yemeden duşa girdim. Hatta biraz çamaşır bile yıkadım. Avlusunda hamakları olan bu hostelde 3 akşam kalmaya karar verdim.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Ertesi sabah hem hostel çalışanlarına sorup, hem de internette seyahat blogları okuyarak Paraguay’da görülecek yerleri araştırmaya başladım. Çok planlı gelmemiştim oraya. Çok geçmeden de anladım ki Paraguay için insanların genel kanısı “pek görülecek bir şey yok, gitmeseniz de olur” yönündeydi. Bu lafa inanmayıp oraya giden herkes de sonradan aynı lafı söylermiş. Biraz moralim bozuldu açıkçası. Ancak, gecesi 30 TL olan kahvaltı dahil konaklama çok da kötü değildi. Biraz şehri dolaşmak için dışarı çıktım, birkaç alet edevat satın aldım, çok ucuz yemeklerden bolca yedim, para bozdurdum ve ilk günümü az macerayla bitirdim.

IMG_9956_20160914

Asuncion’da uyandığım 2. gün kahvaltıda tanıştığım Kanadalı ve Alman turistlerle şehir turuna çıktık ve 2 saat sonra geri geldik. Önceki gün gittiğimden çok farklı yerlere gitmedik, çünkü çok farklı bir yer yok. Sokaklarda grafitiler, satıcılar, renkli kamyonlar, ucuz restoranlar, daha ucuz restoranlar, bir nehir, dar sokaklarda hızlı araba kullanan sürücüler, Çin malı motosiklet bolluğu, daha da ucuz restoranlar ve biraz daha fazla grafiti. Paraguay bu kadar 🙂 Başkent Asuncion’da yeterince dinlenip, zincirimi temizlediğime göre El Chaco’ya girebilirdim. Gün içinde hem Kanadalı hem de Belçikalı bir gezgin, Trabzon’lu olduğumu öğrenince Trabzonspor’u bildiklerini söyleyip beni çok şaşırttılar. Hatta Belçikalı olanla oturup futbol maçı bile izledik çekmeyen televizyonda.

1-3.jpg

El Chaco’ya gitmek için uyandığım sabah, hostelde tanıştığım bir Alman pazarlamacı ile ayak üstü motosikletimin yanında muhabbet ettik. Kendisi çok hoş sohbet birisiydi. Yaptığım seyahatin onda yeniden motosiklet satın alma hevesi doğurduğundan bahsedip durdu, sağ olsun. 20 gün sonra Bolivya’da birbirimizden habersiz yine aynı hostelin aynı odasında yer ayırtacağımızı ikimiz de bilmiyorduk. 

Asuncion’dan yola çıkarak kuzeye doğru sürüp El Chaco bölgesini aşarak Bolivya’ya ulaşmak için 750 km’lik bir yolu bitirmek gerekiyor. Tek gün için benim sınırlarımın çok üstünde. Bu yolun 450. km’sinde Filadelfia isimli bir şehir var. Orada da Couchsurfing’den birisini buldum. İlk gün oraya kadar süreyim, dedim. Yol üzerinde zincirim attı, tamir edip sakince devam ettim. (El Chaco ek yazı)

1 (5)

Bu yolda tam manasıyla hiçbir şey yok. Bir safari havasında ilerliyor. Bölgenin ünlü bir jaguarı olsa da bana denk gelmedi. Çok sıcak havada zar zor Filadelfia’ya varsam da Arjantin’dekilerin anlattığı kadar tehlikeli hiçbir durumla karşılaşmadım. Ara sıra yol kenarlarında, yerlilerin çıkardığı yangınlara denk geldim ama beni tehlikeye sokacak bir şey yoktu. Filadelfia’ya vardığımda beni evinde ağırlayacak kişinin motorcu arkadaşlarıyla da tanıştım. Meğer orada bir motosiklet kulübü varmış. 1 gün fazladan kalacağımı öğrendiklerinde beni ertesi gün tabi ki yalnız bırakmadılar. Motoru bir bakımdan geçirmeyi önerdiler ve tam da ihtiyacım olan şey buydu. Özellikle zincir ve dişliden hemen kurtulmam gerekiyordu. Motosiklet tamircisi olan Franz ile kamyon tamircisi olan Rodney motosikleti bir güzel şekle soktu. Yeni zincir ve dişli için ödediğim fiyatlar ise çok komik miktarlardı. Akşama Franz’ın doğum günü için erkek erkeğe mangal (asado) partisi veriliyordu ve ben tabi ki davetliydim. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Kaldığım evden gelip beni aldılar ve Rodney’in tamirhanesinde hayatımda yediğim en lezzetli mangalı yaptık. Fazla detay vermeye gerek yok. Ben mangal yapmayı çok seven, iyi de pişiren birisiyim (kendimce), Arjantin asado ile meşhur, Uruguay’da sınırsız et var, ancak hiçbir yerde bu mangal kadar iyisi olmadı! 

1 (9)

Bu arada evler dışında Filadelfia’da da bir şey yok. Ama cidden yok. Yolları toprak, her yer toz duman, sıcaklık çok fazla, su yok, gerçek manasıyla bir çöl! 2 akşam konakladığım Filadelfia’dan bir sürü arkadaş ve lezzetli anı ile ayrılıp sınıra doğru motosiklet sürmeye başladım. Toplamda 400 km’den fazla yol kat edip Bolivya’daki ilk şehir olan Villamontes’e varmayı hedefliyordum. Ancak yolumun üzerinde El Chaco’nun en zorlu geçişi olan 100~ km’lik arazi sürüşü vardı. Asfalt yolu bitirip oraya vardığımda ise beni ne kadar zorlu bir yolun beklediğini tam kavrayamamıştım. Toplamda 3 saatten fazla süren bu yolda yer yer süratimi 50km/s gibi hızlara çıkarmış olmasaydım, ya da yağmur mevsiminde olsaydık da yol çamurlaşsaydı, ya da toz kalkmasın diye yolu sulayıp çamurlaştıran kamyonlar her yerde olsaydı o yoldan uzun süre çıkamayabilirdim. Neyse ki düşmeden, yaralanmadan bu yolu bitirdim. Ardından ise mükemmel kaliteli bir asfalt üzerinde sınıra sürmeye devam ettim. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Hava o kadar ısınmıştı ki montumun önünü açsam bile serinlemiyordum. Mola verip bir şeyler atıştırdığım sırada sıcaklıktan baygınlık geçirmek üzereydim. Bu yolculukta bu kadar sıcaklıktan etkilendiğim başka bir yer veya gün olmayacaktı. Konaklama için mümkün herhangi bir yer olmadığından sınıra doğru gaz açmaya devam ettim. Bir süre sonra yol bitti ve Paraguay çıkış kapısına vardım. Mola vermiş olan memur geri geldi, çıkış işlemlerimi tamamladı ve Bolivya’ya girebileceğimi söyledi. Az ötedeki Bolivya kapısında motosikletin giriş işlemlerini yaptırırken öğrendim ki kendi pasaportuma damga vurdurmak için uğramam gereken ofis tam 50 km ötedeymiş. Bu ilginç detayla Bolivya’ya giriş yapıp Paraguay’la vedalaştık. Geriye çok güzel anılar, çok az şehir gezmesi, sürülmüş bomboş yollar, hayatımın en zorlu arazi sürüşlerinden birisi ve düşmüş vidalar kaldı. Hikayemin devamı Bolivya Seyahat Notlarımda 🙂

1 (14)
Sıcaktan bunaldığım mola yerim ve adını bilmediğim tuhaf ağaçların bir tanesi.

Not: Paraguay’a gitmeseniz de olur. Diğer gezginlerin dediği gibi, pek de görülecek bir şey yok. Motosikletle Paraguay’a gitmek için özel bir sebebiniz yoksa ben tavsiye etmem. Tabi seyahat amaçlı gidecekseniz, tavsiye etmem. Yoksa, Arjantin ve Brezilya veya Uruguay’ın pahalılığından sıkılıp biraz az para harcamaya, ya da çok ucuza yedek parça satın almaya, ya da komşu ülkelerdekilerin yaptığı gibi ucuza elektronik eşya satın almaya gidecekseniz bir şey diyemem. Doğru adrestesiniz. Yemeği de çok ucuza getireceksiniz. Öyle böyle ucuz değil. 2-3 Amerikan dolarına iyi bir porsiyon et içerikli yemek yiyebiliyorsunuz. Benzin fiyatları da pahalı değil. Oktanına göre ciddi farklar var. Kalite aramıyorsanız, benzin de oldukça ucuz. Ama ben bir daha gider miyim, giderim sanırım. Dinlenmeye, az para ile çok gün geçirmeye, dostlarla mangal yapmaya gidebilirim. 

2 Comments

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s