2015 yılında Trabzon’dan 125cc motosikletimle yola çıkarak Gürcistan, Rusya ve Moğolistan’ı da kapsayan seyahatimi Japonya’da tamamlamıştım. Seyahatimin sonunda kargo işlemleri çok pahalı olduğu için motosikletimi geri getirmektense orada nasıl satarımın yollarını aradım. Sonucunda Türkiye’ye uçakla döndüm.
Yola çıktığım günlerden, geri gelip evde yeni seyahate hazırlandığım günlere kadar ara ara şu tip mesajlar aldım. “Ben de Japonya’ya gideceğim!”; “Ben de küçük motorla seyahat edeceğim!”; “Benim hayalimi yaşıyorsun!”; “Japonya’ya kadar motorla giderim, gerekirse senin gibi bırakır dönerim!”. Tabi ara sıra orada motosikleti nasıl sattığımı soranlar da oldu. Bu süreci yaptığım sunumlarda dilim döndüğünce, kendi tecrübem doğrultusunda anlatmaya çalıştım. Güney Amerika seyahatim sırasında konuyla ilgili bir güncelleme olduğu için uzun süredir bu yazıyı yazmak istiyordum. Şimdi tüm süreci tekrar kaleme alayım. Belki birilerinin işine yarar diye üşenmeden yazıyorum 🙂
- Motosikletim Türkiye’de adıma kayıtlıydı.
- Japonya, araç girişi için Triptik Belgesi istiyor. Triptik, aracın uluslararası ruhsatı gibi bir belge. Turing kurumundan edinilir. Bu belge der ki, aracımı yurt dışına çıkaracağım ve de geri getireceğim. Bunun kontrolü içindir. ( Ben getirmedim 😀 )
- Gürcistan, Rusya ve Moğolistan için herhangi bir araç belgesi gerekmez.
- Rusya’dan Japonya’ya gitmek için benim bildiğim 2 (iki) güzergah var. İkisi de ülkenin -tabi ki- doğu ucundan. Vanino isimli liman kentinden Sakhalin Adası’na (Rusya), oradan da Japonya’ya geçilebiliyordu. Adaya geçiş için gemi ile 18 saat, Japonya’ya geçiş için gemi ile 5 saat yolculuk gerekiyor, kuzeydeki Wakkanai şehrine varılıyor. Sakhalin Adası için gemi işlemlerinin hiçbir ayağında ben yoktum. Ahmet Cangir, adıma rezervasyon yapmıştı. Vanino limanı karmakarışık bir yer. Ahmet abiniz yok ise, Vanino motosiklet kulübü gemi biletinizi ayarlıyor. Bazı üyeleri hali hazırda limanda çalışıyordu. Onlarsız bilet alınamıyormuş gibi bir dedikodu dahi vardı. Tanıştım, Facebook arkadaşı olmadım. Zaten limandakiler direk onları telefonla arıyor, motosiklet ile geçmek istediğinizi belirtirseniz. Diğer yöntem ise daha güneyde kalan Vladivostok şehrinden yine gemiyle, Güney Kore aktarmalı olarak Japonya’nın Sakaiminato şehrinden ülkeye girmek. İşin içinde Güney Kore varsa fiyatların daha pahalı olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Hem en kuzeyinden Japonya’ya girmek için benim izlediğim yol şart.
- Sakhalin Adası ucuz bir yer değil. Konaklama seçeneği, gezip görülecek yer vs. fazla yok. Beni ve Serkan Söğüt’ü Ahmet Cangir ağırladı. Ben oradayken adada başka Türkler de vardı. Artık yok. Artık sadece Ahmet Cangir var. Sizi de ağırlar ama ona yemek yapmalısınız. Biz yapmadık, çok utandık.
- Sakhalin Adası’ndan Japonya’ya sadece tek bir feribot geçiyor. 2015 yılında feribotu Japonlar işletiyordu. Adı HeartLand Ferry idi. Sadece yaz aylarında, o da her gün değil, çalışan bu feribot 2015 yılı için son kez çalışıyordu. Sebep? İşletme bedelleri yüksekmiş. 2016 Ağustos’u itibariyle seferleri bir Rus firması işletmeye başlamış. Fiyat birazcık artmış, Dolar ve Japon Yen’i fiyatı ise birazcık daha artmış olduğundan artık daha pahalı. Bu gemiye bilet almak için ya önceden evrakı Rusya tarafındaki acentaya göndereceksiniz ki işlemleri başlatsınlar, ya da vardığınızda kendiniz acentayı bulup belgelerinizi sunacaksınız ki onlar da bir sonraki feribot seferiyle Japonya’ya yollasınlar. Japonlar da incelesinler. Onaylasınlar. Tamam bileti satın alabilirsiniz desinler. Siz de bir sonraki sefere bilet satın alın… Önceden bir işlem yapmazsanız tüm bunlar Sakhalin Adası’nda 5 gün geçireceksiniz demek. Kaldı ki İngilizce bilen birisi tabi ki yok. Benim durumumda ne mi oldu? Belgelerimi önceden Ahmet Cangir’e yolladım. Ama Rus acenta epostalarında benim belgelerimi görmemiş ve Japonya’ya göndermemiş. Yani, Sakhalin’de 5 gün kaldım 🙂
- Buraya kadar her şeyi hallettiğimizde ise başka bir sürpriz var. Feribota binmeden Rus acentaya hizmet bedelini de ödüyorsunuz (ne yaptılar ki sanki) ve en önce gemide yerinizi alıyorsunuz. Motosikletleri bağlıyorlar ve her yerini tertemiz yıkamanızı istiyorlar. Ne olduğunu anlamadığınızdan (“sen yıkar mısın” deseniz de olur) sizinle birlikte motorları yıkamaya başlıyor Japonlar. Çamurlukların altını, lastikleri, her yeri süngerle temizliyorsunuz. Hayatınızda hiç bu denli motosiklet temizliği yapmamış bile olabilirsiniz. Sürpriz bu değil 🙂
- Japonya’ya vardığınızda motosikletinizi teslim almadan pasaport kontrolünden geçip ülkeye giriş yapıyorsunuz. Sonra size güzel bir fatura gösteriyorlar. Ödemezseniz motorunuzu alamazsınız da diyorlar. Sürpriz bu 🙂 Nedir bu fatura? Motorun yasal olarak sürülebilmesi için Japon Otomobil Federasyonu’nun (JAF) verdiği belgenin ücreti, liman vergileri ve acenta hizmet bedeli. Eylül 2015’te 1400TL gibi bir fiyat ödemiştim hepsine. Oldukça üzücüydü. Şimdi kur farkıyla daha da fazla olmuştur. Hani evrakları önden Japonya’ya yolluyorduk ya.. Onlar, JAF’ın vereceği belgeyi de hazır etmek içindi. Ben vardığımda bu belge yoktu. 2 gün de onun için beklemem gerekiyordu. Ayrıca, Japonya’da bankalar 3’te kapanıyor. Para bozdurmadan gitmeyin! Cumartesi ve Pazar günleri ise hiçbir ülkeye giriş yapmayın derim (havalimanı hariç).
- Bütün bunlardan bunalmazsanız artık Japonya’da motosiklet sürebilirsiniz (yasal olarak, kendi motorunuzu).
- 250cc altındaki motosikletler Japonya’daki otoyolları kullanamazlar. Japonya’da otoyollar ücretlidir. Hiç kullanmadım, fiyatlarını bilmiyorum. Bir tanesinin girişinde 20TL civarı bir ücret yazıyordu (Tokyo’da), ancak kaç kilometre için bu miktar ödeniyordu, bilmiyorum. Geriye bol trafik lambası olan anayollar ve dağ yolları kalıyor. Biz hep dağ yollarında sürdük. Dağ yolları çok virajlı ve hergün yeni bir motosiklet eğitim günü gibi. Çok yol kat etmek mümkün değil. Tadını çıkarmak lazım. En uzun sürüşüm bir gün için 250km civarındaydı. Sabahtan akşama kadar…
- Tokyo ve çevresinde aşırı yoğun trafik var. Sebebi, tamamen trafik lambaları. Neredeyse her 100 metrede 1 lamba var. Vitesli motosiklet kullanmak can sıkıcı olmuştu. Debriyaj teli koparılabilir.
- Ve dönüş! Japonya’dan motosikleti geri getirmek için de 2 (iki) yol var: Gemi veya uçak kargo. İkisinin de ücretleri birbirine yakın. Her şey dahil 2000 dolara yakın bir meblağ çıkıyordu. Benim motosikletimin sıfırı daha ucuzdu. Ben de satmaya çalıştım.
- Sorun 1: 250cc ve üzeri motosikletin satışı yasal olarak mümkün değil. (249cc dahil). JAF’ın sayfasında yazıyordu sanırım bu. Kontrol etmek size kalmış.
- 250cc altı içinse nereyi arasam da bilgi bulamadım. Başka bir ülkeden Japonya’ya 125cc motosikletle gelen ilk kişi olmayabilirim, seyahatini orada tamamlayan ilk kişi de değilimdir; ancak, 125cc motosikletle seyahatini orada tamamlayıp motosikletsiz evine dönmeyi planlayan ilk kişi olabilirim. (Okuyorsan burada gülmeye başlamışsındır Serkan abi :D, ilk benim) Neden mi? Böyle bir şey denenmiş olsa, Japonlar kesin bunla alakalı bir kural oluşturmuş olurlardı 😀 (Var zaten 🙂 )
- Sorun 2: Motosikleti kime satacaksınız? Ben şanslıydım. Bir Japon’a 125cc motosiklet satabilirseniz, hikayenizi ilk ben dinlemek isterim.
- Sorun 3: Satış işlemlerini nasıl halledeceksiniz? Benim motosikleti sattığım arkadaşım Türk, satışına yardım eden arkadaşım da Japon’du. Japon olan bütün süreci idare etti, Japonca belgeler hazırladı ve bizi gerekli devlet dairesine götürdü. O olmasa, bu iş olmazdı. Teşekkürler Yusuf 🙂 (Evet, Japon Yusuf)
- Diyelim ki aynı süreci tamamladınız ve Türkiye’ye döndünüz. Sonrasında olacaklar ise şöyle… Ülkeden çıkarken alınan Triptik belgesinin geçerlilik süresi 1 yıl. Yani, 1 yıl içerisinde o motosiklet geri gelmeli. Benimki gelmediğinden ve de 1 yıllık süresi boyunca Japonya’da kaldığından ve de yeni sahibine ulaşamadıklarından bana kim aracılığı ile kimden haber geldi dersiniz? Yazıyı dikkatli okuduysanız, cevabı da biliyorsunuzdur 🙂 JAF (Japan Automobile Federation) motosikletin çıkış işlemi yapılmadığını görünce Türkiye’deki ilgili kurum olan Turing’e mesaj atmış. Turing de bana. Ben de onlara motorumu sattığımı, yasal yolu izlediğimi söylesem dee…. Triptik ile yurt dışına çıkan araç satılamaz! cevabını aldım. Yahu, zaten Triptik belgesi aracı geri getirme garantisi (3G oldu), ne diye satıyorum değil mi 🙂 Ben satış belgelerini yollasam da JAF kabul etmedi. Aslında etti de böyle bir işlemin tamamlanması, dahası motorun ithal edilmesi için vergisinin ödenmesi gerektiğini söyledi. Biz de ödedik. Satın alan kişinin üzerine çıksa da borç, benim de hatam olduğu için vergiyi bölüştük. Anlayacağınız bizim Temel beni unutmamış, ta Güney Amerika’ları aratmış 🙂 Vergi miktarı ise 440 TL civarında bir şeydi. Ama kesin şimdi daha çoktur. 250cc ve üzeri satılamıyor, hatırlatayım.
- Son olarak, motosikletin Türkiye’de adınızdan silinmesi için (ceza ödemek istemiyorsanız) plakasını yanınıza alıp trafikten sildirmeniz gerekmekte. Bunun için en hızlı yöntem ise aracı hurdaya çıkarmak.
Herkese kolay gelsin 🙂 Temel bir gün bir sorun daha çıkarırsa paylaşırım yine.
Not: Japonya, doğası ve yollarıyla motosiklet sürerken en çok keyif aldığım ülkeler sıralamasında hala ilk sırada. Bütün bu masraflara ve de strese katlanmanızı tavsiye etmem. Bir gün yolunuz Japonya’ya düşerse, ya da Japonya tatili planlarsanız, orada motosiklet kiralayan kaliteli firmalarla iletişime geçip siz daha varmadan motorunuzu hazırlattırabilirsiniz. 1 haftalığına güzel bir motosiklet kiralayıp asfaltı ağlatabilirsiniz. Daha az para harcayacağınızın, çok daha kaliteli bir motosiklet süreceğinizin garantisini ben verebilirim. Kiralama hizmeti veren firmaları “japan rent motorbike” gibi basit bir google aramasıyla internette bulabilirsiniz. Aralarında İngilizce konuşanları da var 🙂
Yolda görüşürüz 🙂
Uçakla japonya ya gidip oradan motor kiraladıktan sonra senin yaşadığın zorlukları güzelikleri çekmedikten sonra gerek yok bence 🙂 sevgiler saygılar.
BeğenBeğen
Ferhat haklı beyler
BeğenBeğen
Çok güzel ve açiklayici yazmişsiniz cok soran oldu muhtamelen Türk insanin böyle hayalleri olmasi ne güzel bu işlerde öncü olmak en zoru siz bunlari başarmişsiniz verdiginiz bilgiler için kendi adima teşekkur ederim…
BeğenLiked by 1 kişi