Gaziantep’e geldiğimden beri Diyarbakır’a gitmek istiyordum. Aslında İran Seyahati dönüşü Diyarbakır’dan geçmiştim ama durup gezmek için çok sıcak bir havaydı. Doğrudan Antep’e gelmiştim. Sonunda gittim, gördüm ve notlarımı aldım. İlk önemli husus: iklim. Diyarbakır ve diğer Güney Doğu illerini gezmek için en ideal mevsim bence ilkbahar. Nisan ayının tamamı ve Mayıs ayının ortalarına kadar buralarda gezmek çok keyifli. Ardından havalar çok ısınıyor ve gezip dolaşmak zorlaşıyor. Anlayacağınız, buralar yaz tatilinde gelinecek yerler değil. Ayrıca, baharda her yer yemyeşil, yazın ise sapsarı. Tercih sizin 🙂
Diyarbakır’a gidince doğuya gitmiş gibi hissetmiyorsunuz, en azından şehir merkezinde durum böyle. Modern yapılar, kafeler, binalar bolca mevcut. 75. Yol isimli caddede her türlü kafe ve restoran bulabilirsiniz. Ancak yine de görülmesi gereken yerlerin çoğu Suriçi’nde, yani şehrin tarih kokan sokaklarında.
İnsanlar bazen size turist olduğunuzu hissettirebilir ya da fotoğraf çektiniz diye uyarı alabilirsiniz ama haftasonu Diyarbakır’ı gezmeye giderseniz sizin gibi binlerce turistin arasında kaynayıp gidersiniz. Daha rahat gezebilmek için her zaman haftaiçi gezmeyi yeğlesem de şartlar bu sefer buna imkan tanımadı ve bir Cumartesi günü şehirdeydim.
1 tam gün Diyarbakır’ı gezmek için yeterli olacaktır. Eğer ilçelere de gideyim derseniz, o zaman 1 güne daha ihtiyacınız var demektir. Ben ilçeleri gezmedim ve görmek istediğim yerlerin hepsini 1 günde görebildim. Bir yerden sonra mimari ve görüntü birbirinin kopyası gibi göründüğünden bazı yerleri görmeye gitmedim ama yine de listeye ekliyorum.
Diyarbakır’da Konaklama
Ben arkadaşıma misafir olduğum için konaklama aramak zorunda kalmamıştım ama sizin için kısa bir internet araması yaptım. Motosikletle de gidilecek güzel bir rota olduğunu düşündüğümden kapalı otoparkı olan bir iki yer buldum.
- Hotel Kaplan Diyarbakır
- The City Walls Suit Apart Hotel
- Yenişehir Öğretmenevi
Hepsi de surlara yakın konumda, gezmeye başlamak için şehir merkezinde olması önemli.
Diyarbakır’da Gezilecek Yerler

- Diyarbakır Ulu Cami
- Tarihi Hasan Paşa Hanı
- Sülüklü Han
- Dört Ayaklı Minare
- Diyarbakır Kalesi ve Keçi Burcu
- On Gözlü Köprü
- Hevsel Bahçeleri
- Hz. Süleyman Camii ve 27 Sahabe Türbesi
- Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi
- Ahmet Arif Edebiyat Müzesi
- Diyarbakır Arkeoloji Müzesi
- Diyarbakır Dengbêj Evi
- Diyarbakır Kültür Evi
- Cemil Paşa Konağı
- Ziya Gökalp Müzesi
- İskenderpaşa Konağı
- Saint George Kilisesi
- Meryem Ana Kilisesi
- Gazi Köşkü Şark Evi
- Dicle Vadisi
Listedeki yerlerin neredeyse hepsi Suriçi’nde ve yürüyerek gidilebilir. Konumlarına erişmek isteyen üzerlerine tıklayıp haritalarda görebilir. Aşağıda fotoğraflı olarak tasvir ettiklerim benim ziyaret ettiklerim. Diğerlerini ise artık yürümekten sıkıldığım ve hepsi birbirine benzemeye başladığından görmek istemedim. Sokaklar o kadar kalabalık olmasaydı hepsine tek tek giderdim büyük ihtimalle ama şimdilik durum bu 🙂
1. Anadolu’nun en eski camisi Diyarbakır Ulu Cami

Diyarbakır Ulu Cami, Anadolu’nun en eski camisi olarak biliniyor. 639 yılında, Diyarbakır’a egemen olan müslüman Araplar tarafından, Ermenilerden kalan Martoma Kilisesi’nin camiye çevrilmesiyle oluşturulmuş. Cami, 1091’de ilk olarak Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’ın isteği üzerine, sonrasında da değişik dönemlerde birçok kez onarım görmüş. 1115 yılındaki yangın ve deprem sonrası sütunlarındaki bezemeli taşların hepsi yıkılmış.
Ulu Cami aynı zamanda, sırasıyla Kabe, Ravza-i Mutahhara, Mescid-i Aksa, Suriye Şam Emevi Cami’den sonra İslam’ın 5. Harem-i Şerifi olarak kabul ediliyor. Caminin bir diğer özelliği de sibernetiğin babası olarak kabul edilen ünlü bilgin El Cezeri’nin yaptığı güneş saatinin burada bulunuyor olması.
2. tarihi hasan paşa hanı

Hasan Paşa Hanı, Diyarbakır’da Ulu Camii’nin doğu girişinin karşısında, Gazi Caddesi’nin üzerinde yer alan tarihî han. Hanın iki kitabesinden öğrenildiğine göre, Diyarbakır’ın Osmanlılar tarafından alınmasından sonra üçüncü vali olan Sokollu Mehmet Paşa’nın oğlu Vezirzade Hasan Paşa tarafından 1572 ve 1575 yılları arasında yaptırılmıştır. Şimdi ise Diyarbakır’ın en gözde kahvaltı mekanı.
3. Sülüklü han

1683’te Hanilioğlu Mahmut Çelebi ve onun kız kardeşi Atike Hatun tarafından inşa edilen han, siyah bazalt taştan yapılmış. Sülüklü Han, adını avludaki kuyunun içinden tedavi amaçlı çıkarılan sülüklerden almış. Şimdilerde herkesin Süryani şarabı tatmak için uğradığı handa yer bulmak kolay değil.
4. Dört ayaklı minare ve şeyh mutahhar camii

Şeyh Mutahhar’ın kabrinin bulunduğu arsa üzerine inşa edilmiş ve dört ayaklı minaresiyle ün yapmıştır. Yekpare taş sütun üzerinde dört köşeli olarak inşa edilmiş olan yapı, Anadolu’nun tek dört ayaklı minare örneğidir. Dört ayak, dört İslam mezhebini simgeler. Bir inanışa göre yedi defa sütunların altından geçenin dileği kabul ediliyormuş. Ben denemedim 🙂
5. keçi burcu

Surlardaki burçlardan en meşhur olanı. Nedeni ise Hevsel bahçelerine ve Dicle nehrine karşı güzel bir manzara sunması.
6. on gözlü köprü

Haftasonları yer bulmak zor ve yol üzerinde araçlar park ettiğinden trafik sıkışıyor. Suriçi’nin güneyinde kalıyor. Aracınız yoksa taksi veya dolmuşla gidebilirsiniz. en fazla 5 dakikanızı alır trafik yoksa. 178 metre uzunluğunda ve 5.6 metre genişliğindeki köprünün 10 adet açıklığı bulunduğundan On Gözlü köprü denmiştir. Dicle nehri kenarında soluklanmak için güzel bir konum.
7. Hevsel bahçeleri

Bahçelere gidince göreceğiniz bir yer yok aslında. Keçi Burcundan veya Gazi Köşkünden ya da On Gözlü Köprüye giden yol üstündeki çay bahçelerinden enfes manzaralar yakalayabilirsiniz. Bu bahçeler yaklaşık 700 hektarlık verimli araziyi kapsıyor. Güneydoğu Anadolu’nun en büyük kuş cenneti olan bahçeler susamuru, tilki, sansar, sincap gibi birçok hayvana da ev sahipliği yapmaktadır. 2015 yılından beri UNESCO Dünya Mirasları arasındadır.
8. hz. süleyman camii ve 27 sahabe türbesi

Müzenin hemen bitişiğinde ve Süleyman Parkı’na bakan camii küçük ama ruhani bir yer. Diyarbakır ve Şanlıurfa şehirlerinin Peygamber şehri yarışında olduğunu da hatırlatıyor.
9. cahit sıtkı tarancı müzesi

“Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.”
Şairin çocukluk yıllarını geçirdiği ev bir müzeye dönüştürülmüş ve ortasında çay-kahve içip dinlenebileceğiniz bir avlu mevcut. Ahmet Arif’in evi ile de komşu.
10. diyarbakır arkeoloji müzesi

Müze gezmeyi sevenler için listeye almakta fayda var. Gaziantep Zeugma Müzesi, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi veya Antakya Arkeoloji Müzesi kadar kapsamlı ve özenle hazırlanmış olmasa da binlerce yıl öncesinde bu bölgede yaşayan insanlardan kalan bazı eserleri görmek güzel bir deneyim bence. Müzekart geçiyor, MEB öğretmen kimliği olanlara da ücretsiz. Alanın içinde bir kafe ve valilik binası da var. Gelin ve damatların da dış mekan çekimi için popüler noktalarından olduğundan dışarda bir kalabalık olabiliyor.
yakınlarda
Malabadi Köprüsü ve Eğil ayrı ayrı 1 saatlik mesafede görülebilecek yerler. Onlar için ayrıca bir gün gerekir. Ben 2. gün için tercihimi Mardin’den yana yaptım. Oraya ulaşması da 70 dk civarı tutuyor.
diyarbakır’da
yeme-içme

Yemek önerilerim için başka bir yazı hazırladım. Oradan ayrıca inceleyebilirsiniz: Diyarbakır’da Ne Yenir? Özet geçmek gerekirse: küçükbaşın eti, tatlının şerbetlisi…
ulaşım
İstanbul, Ankara ve İzmir’den uçakla; neredeyse tüm şehirlerden de otobüsle ulaşım sağlayabilirsiniz. Motosikletle gitmek isteyenler için de yol şartlarının iyi olduğunu ayrıca hatırlatayım. Şanlıurfa üzerinden gelirken Siverek ve Hilvan civarlarında bazen yol kalitesi düşüyor ama Diyarbakır’a yaklaşınca güzel bir asfalt karşılıyor sizi. Şehir içinde trafik kurallarına çok az uyuluyor. Suriçi’ne araçla girmektense dışarda bir yerde park etmek veya ücretli otoparkları kullanmak daha sağlıklı olacaktır. Araç sürerken ana yollardan ayrılmamanızı da tavsiye ederim.
2 Comments