Felipe

Şili Seyahat Notlarıma göz attıysanız, Valparaiso’dan güneye doğru motor sürerken Fatih&Tuğçe çifti ile beraber ilerlediğimi ve de birkaç gün üst üste kamp yaptığımızı biliyorsunuzdur. Bu kampların sonuncusunda sabah benim güzel motorum Baron aküsü bittiği için çalışmamış ve Fatih’in yardımlarıyla yokuş aşağı motoru vurdurarak çalıştırmayı başarmıştık. 

Kamplarda yeteri kadar kirlendiğimizi düşünüp duş alma ihtiyacı ile dört duvar arası bir yerde oda tuttuk. Ama ben güya dersimi almış biçimde gece geç saatlerde motoru çalıştırıyor, sabah kalkıp erkenden yine şansımı deneyecektim. Kahvaltının ardından biraz denedim ama motor marş almadı. Yani akü yine bitmişti. Zaten eski bir aküydü de niye Fatihlerin yanında bitip misafirlikte yaramazlık yapan çocuk gibi beni rezil ediyorsun 😀 Neyse, kendim beceremeyince yine Fatih’ten yardım istedim ve küçük yokuşlarda şansımızı denedik. Yok! Motor çalışmıyor, akü ölmüş 🙂

Durumu kabul etmiş kasaba merkezine gitmeye karar vermiştik. Tam o sırada ben motorun kontağını kapatırken sokağın karşısındaki bir kadın – yanlış anlamadıysam – sorunun ne olduğunu sordu. Motoru çalıştıramadığımı görüp başka bir şey soracak hali yok ya, diye düşünmeyin; herkes aynı pratik zekaya sahip olmuyor her yerde. Neyse, bu  kadın cidden yardımcı olmak istiyordu. Bu olayın da bir Pazar sabahına denk geldiğini belirteyim hemen şu arada. Pazar demek Güney Amerika’da yatış demek, açık bir yer bulmak çok zor demek. Kara kara düşünürken bana soru soran bu kadın eşinin tamirci olduğunu söyledi. “Mekaniko” demesi yetmişti. Hemen anladım olayı. 

Bir baktım ki işe gitmekte olan Felipe kamyoneti ile yanaşıyor. Sorun ne diye sordu, akü dedim (bateria). Fakat ondan sonra dediklerini tam anlamadım. Dükkana götürelim gibi bir şey dediğini zannedip, eşyalarımı alıp geleyim dedim ve kaldığımız yere geri yürüdüm, zaten tek katlı bir evde kalıyorduk ve iki adım gerideydi. Eve gidip Fatih’e “abi bir adam yardımcı olacak bazı eşyalarımı sen alır mısın?” tarzında bir cümle kurduğumu zannediyorum. Çünkü sevinçten tam ne dediğimi hatırlamıyorum. Zaten durumu tam anlamamış, sadece yorumlayabilmiştim. 

Baron’un yanına geri vardığımda Felipe kabloları çıkarmış buji nerde diye soruyordu. Oh hızlısın Felipe, buji şurada 🙂 Hop motor çalıştı. Bir saattir yokuşlarda yoruluyorduk da ne oldu! Felipe geldi olayı saniyesinde çözdü. O gece orada konaklamasak Felipe’ye denk gelmeyecektik. Uygun fiyatlı bir yer bulamayınca kamp yapmaya karar vermiştik aslında. Sonra yine de şansımızı deneyelim diye geldiğimiz kasabada bütçemize uygun bir yer bulabilmiş ve akü problemi yaşasam da sabahında Felipe’nin yardımıyla yola çıkabilmiştim. Teşekkürler Felipe. Tabi ki Fatih’e bir kez daha teşekkürler.

Fotoğrafın renkli halini de paylaşıp bitiriyorum 🙂

1

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s