Ekvator Seyahat Notları: Bölüm1

Peru Seyahat Notlarımı okuyarak geldiyseniz maceramın kronolojisi bozulmayacaktır sizin için. Peru’da en son şarj aletim kaldığım otelde çalınmış, Namık Kemal Başbay ile vedalaşmış ve sınır kapısına sürmüştüm Alejo ile beraber. Peru-Ekvator sınır kapısına vardığımızda bizden başka hiç araç yoktu. Kocaman, ferah bir alana yapılmış olan sınır kapısında işlemleri bitirmemiz çok vakit almadı. Sigorta yaptırmadan sessizce Ekvator’a girdik. Çok geçmeden bir polis bizi durdurdu ve giriş belgelerimizi sordu, “var” dedik ve bakmadan geçmemize müsaade etti.

20161018101647_IMG_1266

Ekvator’a girince ilk dikkatimi çeken şey doğanın rengindeki değişimdi. Günlerdir Peru sahillerinde çöllerde dolaşırken bir anda ortalık yeşermişti. Mis gibi bir hava olmasa da mis gibi yeşildi her yer. Havanın çok güzel olmaması normaldi, çünkü rakım yine yükselmeye başlamıştı. Hemen bir benzinliğe uğrayıp depoları doldurduk. Benzin burada da galon ile satılıyordu. Galonu (3.78 lt) 1,5-2 Amerikan Doları arasında bir fiyata satılıyor. Hangi kalite benzin istiyorsanız artık. Ben genelde düşük kalite olanından satın aldım, pek de sorun yaşamadım. Bu arada ek bilgi, Ekvator’da sadece Amerikan Doları kullanılıyor. Başka bir para birimi yok. 

20161019090057_IMG_1304
Yollar genelde dağlık

Depoları doldurunca karnımızı da doyurma gereği duyduk. Ama yol üzerinde gözümüze bir yer kestiremeyince 200 km’den fazla yol yaptık kısa molalarla. Bir yerde durduk ve kötü bir yemek yedik. Alejo ile yollarımızı ayıracağımız noktaya varmak üzere olduğumuzdan burada durmamız gerekiyordu artık. Vedalaştık ve birkaç km ötedeki kavşakta ayrıldık. Bir an baya hüzünlendim açıkçası. O sahilden gitmek istiyordu, ben ise dağdan gitmeye karar vermiştim. Hüzünlensem de kendi maceramı yaşamak istediğim için ayrı sürmek istiyordum bir süre. Haritada bulduğum bir kasabada bir otele geldim. Oda fiyatı 15 dolar idi. 10 doları kabul ederseniz kalırım, dedim. Kabul ettiler. Bir yandan seviniyor bir yandan da şaşırıyordum. Baron’u da binanın içine park ettim ve odaya yerleştim. Dışarı çıkıp kendime telefon hattı satın almaya çalışsam da başarılı olamadım. Ama yedek şarj ünitesi edindim bir adet. Malum şarj artık büyük bir sıkıntı. Otelin altındaki restoranda çok ucuza çok lezzetli bir ızgara et yedim ve erkenden uyudum.

DSC01654

Sabah serin bir havada dağlara doğru sürmeye başladım. Hedefim Baños isimli şehirdi. Kelime anlamı “tuvalet” olsa da güzel bir şehir. Burada ünlü bir salıncak var ve yolumun üzerinde olduğundan uğramak istedim. Fakat buraya giden yol biraz zorlu. 4000 rakımların üzerine çıkan yollar oldukça soğuktu. Bir ara motor iyice çekişten düştüğünden hızlı gitmem mümkün değildi. Yetmezmiş gibi şehre yaklaştığım sıralarda yol haritasının azizliğine uğradım.

DSC01666

Ben aslında çok heybetli görünen Tungurahua yanardağına seyrederken kaptırmış gidiyordum. Gittiğim yol da doğru yolmuş. Durup haritaya baktım ve yanlış yolda olduğumu söyledi. Birkaç km geriye sürdüm ve onun dediği yola girdim. O yol da çok geçmeden stabilize bir yola dönüşmesin mi! Ha bitti, ha bitiyor derken baya bir arazi sürüşü yaptım. Sonunda tekrar anayola bağlansam da biraz vakit kaybettim. Baños’a yaklaşmıştım Allah’tan. Önceden bulduğum bir hostele gidip hem yerimi garantiledim, hem de salıncağa nasıl gidebileceğim hakkında bilgi aldım.

DSC01675
Banos manzaralı salıncak 3 Dolar

Motorla gitmek için güzel bir yolu var çoğunlukta. Asıl (ilk) salıncak La Casa Del Arbol isimli olan Dünyanın Sonundaki Salıncak. Ancak, henüz ona ulaşamadan başka bir salıncak daha var. Baños şehrinin üzerinde sallanmak için ideal. Fiyatı 3 Dolar. Devam edip Arbol’un evine gelince geniş bir bahçe ile karşılaşıyorsunuz.

DSC01686

Oranın giriş ücreti 1 Dolar. Salıncakta istediğiniz kadar sallanabilirsiniz. Karşınızda aktif bir yanardağ olan Tungurahua var. Bulutlar bırakmadı ki bir fotoğrafını çekeyim. Yeterince sallandığımı düşününce şehre geri gittim. 

DSC01717

Hostelime yerleştim ve biraz dolaşmaya çıktım. Burada her yerde masaj salonu var. Aklınızda masaj yaptırmak yoksa bile Baños’a gelince bu fikre ısınabilirsiniz. Ben hostelde dinlenip hafıza kartlarımı boşalttım. 

DSC01763
Banos şehir merkezi

Sabah yola çıkıp başkent Kito’ya doğru sürmeye başladım. Yine dağlardan geçtiği için yol her zaman son süratte sürmek mümkün değildi.

DSC01807
Bulutlu Tungurahua

Kito’da Couchsurfing’ten birisini bulmuştum. Şehre yaklaştığımda biraz trafik vardı ama bence bu şehrin trafiği çok katlanılabilir cinsten. Bir sürü alternatif yol var ve yoğunluk uzun sürmüyor. Kalacağım evi bulmam biraz vakit alsa da konaklama işini çözdüm.

DSC01817
Kito manzarası

Garaj ise tam bir nimet. 2 akşam kalırım diye pantolon ve montu elimde yıkadım ve astım. Ancak sabahleyin ev sahibi beni ağırlayamayacağını söyledi ve gitmemi istedi 😀 Böyle insanlara denk gelinebiliyor Couchsurfing’te, sıkıntı yok. Ben de az kurumuş kıyafetlerimi sıcak havada serin serin giyerek Ekvator Çizgisi’ni görmeye gittim. 

DSC01830

Önce ilk bulunan çizgiyi, ardından da ikincisini gördüm. İkisinin de giriş ücretleri farklı. İki çizgide de Dünya’nın tam ortasını kanıtlamak için çeşitli deneyler yapılıyor. Hem de tam çizgi üzerinde olmadığınızda gerçekleşmeyeceğini iddia ediyorlar. E o zaman 150 metre aşağıdaki veya yukarıdaki çizgide nasıl olabiliyor aynı şeyler? Ben pek inanmadım oradaki manyetik alan mevzusuna. İsteyen istediğini düşünebilir.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Gün içinde biraz daha kuzeye sürüp İbarra isimli kasabada bulduğum kamp alanına geldim. Burası açık ara kaldığım en iyi kamp alanıydı. Neden mi? Kapalı bir yeşil alana kurulu bir tesis; sıcak su, mutfak, kablosuz internet gibi hizmetler var, önünde göl ve ötesinde yanardağ var. Gölün etrafında yürüyüş, ata binme, bisiklet, paten gibi aktiviteler yapmak mümkün, bir de motosiklet yarış pisti var. E daha ne olsun?

DSC01927

Sadece 1 akşam kalarak ertesi gün 125 km ötedeki Kolombiya sınırına ulaştım. Önce Ekvator çıkış işlemlerini yaptırdım. Motosiklet için işlemleri 2 dakikada yapsam da kendi çıkışımı kuyrukta 2 saat bekledikten sonra yapabildim. Az yukarıda olan Kolombiya gümrüğünde ise işlemler benim için çok hızlı, motosiklet için görece daha yavaş sürse de bir sıkıntı yaşamadım. Buradan sonra Kolombiya yazım ile devam edebilirsiniz. 

DSC01934

Not: Ekvator, doğası ile çok cazip bir ülke. Yeşil alanlar fazla. Meyve fiyatları çok düşük. Rakım çok yüksek değilse hava genelde sıcak. Çok yüksek alanlarda ağaç görmek mümkün. Gece gündüz süreleri neredeyse ülkenin her yerinde hep eşit. Malum, Ekvator işte. Amerikan Doları kullanılsa da ülke genelde ucuz. Abur cubur yerine et satın almak daha avantajlı. Benzin fiyatları arasında ciddi bir dalgalanma yok. Ülkenin güneyinde otoyollarda motosikletler ücretsiz geçiş yapıyor. Kito ve yukarısı için bütün araçlar ücret ödemek zorunda. Ancak motosikletler için geçiş ücreti 0,20 Dolar. Bence en iyi otoyollara sahip olan Güney Amerika ülkesi Ekvator olduğundan bu geçiş ücretleri canımı hiç sıkmadı. Tek sorun, bazen çok sık aralıkla gişe olmasıydı. Ibarra’daki kamp alanında kesinlikle kalmasınız. Vaktiniz varsa Ekvator’da benden çok daha fazla kalın. Ben doyamadım.

2 Comments

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s