Yanıt Bulunamadı

Bu fotoğrafın hikayesi aslında çok kısa. Çünkü adından da anlaşılacağı üzere düşünüp de kendi sorduğum soruya yanıt bulamadığım bir durumu anlatacağım şimdi size. Bolivya’da zorlu yollardan geçmiş, Tarija’ya varmıştım. Orada 2 gün dinlenip Tupiza isimli şehre doğru yola çıkmıştım. Yolun ilk yarısı asfalt, ikinci yarısı ise manzarası çok güzel olan bomboş dağlardan geçen bir arazi sürüşünden oluşuyordu. Hatta dağda sürerken “başıma bir şey gelse beni burda kimse bulamaz” gibi düşüncelerim bile olmuştu.

Motosikletle seyahat halindeyken bir noktadan ötekine “ulaşmaya” çalışıyorsam ki bu çok sıkıcı bir durumdur ama küçük ve haliyle yavaş motosikletle geziyorsanız bazen uzun süre motor sürmek anlamına gelir, çeşitli hedefler koyarım kendime. Mesela, “100 km gideyim, mola vereceğim” derim. 100 bitince iyi bir yere varırsam dururum, yoksa 5-10 km daha ilerlerim. Arazide sürüş yapıyorsam yavaş sürüyorumdur ve hedefler küçülür. 20 km sonra duracağım, derim ve onu 30’a 40’a tamamlar birazcık yol katetmeye çalışırım. Hem de süratimi, ne zaman varacağımı böylece tahmin edebilirim. 

Bu fotoğraf da tam olarak o anlardan biri. Yanılmıyorsam “20 km sonra duracağım” demiştim kendi kendime. Hem acıkmıştım, hem de arazi çok taşlıydı. Tam 20. kilometrede durdum. Fotoğrafta görünen yoldan geliyordum ve motorun baktığı yöne devam ederken tırmanış başlamıştı. Yamaçtaki virajı dönerken, bu fotoğrafta önümde kalan kısımda bir ev görmüştüm. Salatalık, ekmek ile öğün geçiştirdiğim sırada karşımdaki yola veya manzaraya bakmıyordum. Az aşağımda olan tek evin tek çocuğunu izliyordum. Yaklaşık 50 km’dir ev görmemiştim. Varmak istediğim şehir de bir o kadar daha uzaktı. Belki daha da fazla. Yol üzerinde gördüğüm tek ev buydu. Gecekondu diyebileceğimiz cinsten, taştan bir evdi. Anne ve babasını görebildiğim çocuk, bahçede asılmış çamaşırların altında bir topun peşinde koşturuyordu. Tablo çok güzel görünebilir bazılarına. Fakat bu çocuk burada tek başına ne yapıyordu? Ailesi neden burada yaşamayı seçmişti? Yakınlarda, benim göremediğim bir köy var mıydı? Yanlarına inip bu sorularımı iletmeye çalışmalı mıydım? Patlak topun peşinde koşturan çocuğun hayalleri neydi acaba? İlerde ne olmak istiyordu? Okula gidiyor muydu? Arkadaşları var mıydı? Her gün tek başına mı top oynuyordu? Tekrara düşeceğim ama bu çekirdek aile orada ne yapıyordu?

Keyiflerini kaçırmak veya rahatsız etmek istemediğimden sadece izlemekle yetindim. Düşündüm, hayatı sorguladım. Onların yaşantısına dair merak ettiğim çok şey oldu. Ama hiç yanıt bulamadım 🙂

21 (2)

3 Comments

  1. saatlerdir seyahat notlarını okuyorum bıkmadan .iyiki gitmişsin oralara bizde gitmiş gibi olduk . teşekkürlerr İKİ TEKE. Konyaya yolun düşerse bir evin var.birde etliekmek ikramın var .haketmişsin. görmeden sevdim seni.

    Beğen

    1. İyi okuma olmuş maşallah 🙂 Konya’ya gelmiştim ama yediğim etli ekmek çok ortalamaydı. Sözünüzü aldım. Görüşmek üzere.

      Beğen

Yorum bırakın