Kahvaltı

Uruguay’da az kalmış olsam da birbirinden güzel üç fotoğraf hikayesi doldurdum ceplerime. Yumbo’nun Baron oluşunu anlatmıştım. Şimdi sıra Pablo’nun dükkanından çıktıktan sonra yaşadığım başka bir tesadüfi hikayede…

Baron’la hostele gittik ve hemen çantalarımı yerleştirdim. Hatta motosiklet kıyafetlerimi Güney Amerika’ya taşıdığım valizi de o hostele hediye edip motoruma atladım. Motorda çok az benzin olduğunu söylemişlerdi ama ne kadar az olduğunu pek düşünmemiştim. 8 km kadar ilerleyerek, gün içinde bulduğum diğer bir hostele gittim. Bahçesi olduğundan orayı seçmiştim. Seçmiştim de bulamıyordum ki. Adreste yazan konumdaydım. Ana yolun yanındaki toprak yollu sokakta ileri geri gidiyordum ama hosteli bulamıyordum. Acaba harita mı yanlışlık yapıyor diye sokağın adını defalarca kontrol ettim. Yok arkadaş hosteli bulamıyorum! Bir an kendimi Rusya’da hissettim. Çok sevdiğim Rusya’nın en kötü yanı, adres bulma sıkıntısıydı. Neyse, Uruguay’daydım. Aynısı olmamalıydı. Bir ara durdum ve kapı numaralarını tek tek incelemeye başladım. Aradığım kapı numarası bahçenin dış kapısında olmadığından görememişim. Evin dış kapısında asılıymış. Kapı numarasını zar zor gördüğümde navigasyon tam olarak aradığım adreste olduğumu gösteriyordu ama ben yine de tam kavrayamamıştım. Yahu nerede bu hostel!

Yapacak bir şey yok, zile basacağım! Bastım ve kapıya bir kadın çıktı. Bilmem ne hostel mi diye sordum. Evet, dedi. E hani nerde bir tabela bir şey? Hiçbir şey yok, buranın hostel olduğunu nasıl anlayacağım, değil mi? Çok sorgulamadan motoru bahçeye çektim (kapı kilitli değildi), Abus alarmlı kilidi diske taktım ve eve yerleştim. Sonradan anladım ki kadın kendi evini hostel gibi kiralıyor ancak bunu pek yasal yollardan yapmıyor olacak ki “kapıya tabela asamıyorum” gibi bir cümle kuruyordu. Normalde gelenler telefonla aradığından sorun olmuyormuş ama ben nasıl arayayım yahu!

Çok mühim değildi bu detay. Çünkü kendime ait bir odam vardı. Uruguay için normal bir fiyattan ödeme yapıyordum. Duş çok sıcaktı, hostel (ev) çok temiz ve güzeldi, deniz kenarına 100mt mesafedeydi, internet çok iyi çalışıyordu ve de hepsinden önemlisi Güney Amerika’nın en güzel kahvaltısı bu hosteldeydi! Her şeyin önümde masada beni beklemesi, reçellerin minik kutucuklarda olmaması, hatta sahanda yumurta kırıp getirmeleri değildi konu. Tamam onlar da süper güzellikler. Ancak duş almış, yatağıma yatmak üzere odama doğru ilerlerken salondaki masada, ertesi sabahki kahvaltı için hazır bekleyen dilimlenmiş ıslak kekten aşırıp parmaklarımı yalaya yalaya sırıtarak uyumaya gitmek çok ayrı bir duygu 🙂 Sabah kalkınca da masaya bu fotoğrafı çektim ve hikayesini yazmadan paylaştım 🙂 Eylül 2016’dan güzel bir sabah. Punta del Este’ye doğru deneme sürüşü yapmaya gidecektim. Fakat motor bir türlü çalışmadı. Sonra anladım ki akşam hostelin önüne geldiğimde benzin bitmiş. Az ötedeki benzinlikten 1 lt benzin satın alıp geri geldim de öyle yola çıkabildim. Gece gece baya tesadüfmüş oraya varabilmem. An güzel olunca anısı da güzel oluyormuş 🙂

IMG_9580_20160903

Uruguay’da hikayeler henüz bitmedi. En güzeli bir sonraki!

Reklam

1 Comment

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s