Yumbo

Uruguay’a nasıl geldiğimi, motosiklet satın almak için nereye uğradığımı, hangi yolları izlediğimi biraz detaysız anlatmıştım. Çünkü onun hikayesi biraz uzun ve bir o kadar da değerli. O yüzden uzun süredir kendime sakladığım bu hikayeyi dilim döndüğünce anlatmaya başlayayım…

Uruguay’ın başkenti Montevideo’da motosiklet satın almak için kafa patlatırken canım biraz sıkkındı. Bunun en temel sebebi de ülkeden motosikleti çıkarma konusundaki çelişkili bilgilerdi. Ben de önlem olsun diye bütün Güney Amerika ülkelerindeki elçiliklerimize e-posta gönderip durumun yasallığı hakkında bilgi almaya çalıştım. Ancak, onlar da bir Türk vatandaşının Uruguay plakalı bir araçla ülke ülke gezmesiyle kaç kez karşılaşmış olabilirler ki? O yüzden çok faydalı bilgiler alamadım. 

Daha önce bahsettiğim Bike Up isimli dükkana gidip Baron ile tanıştık. Tabi o sıralar bu garibimin adı Yumbo. Kıtanın tamamımın dikkatini çeken motosiklet çantamı da yanıma aldığım bu dükkan ziyaretimde çantayı motorun üzerinde denedim ve daha iyi bir motosiklet satın alamayacağım için ertesi gün geleceğimi söyleyerek oradan ayrıldım. Satın alıyorum!

Motoru hazır etmelerini de söylemiştim. Fakat ertesi sabah mağazaya gittiğimde motosiklet hazır değildi. İlk hüsran! Nereden bileyim oralarda işlerin bu kadar yavaş yürüdüğünü. Ben bu motoru alacaktım yahu, ne zaman hazır olur, diye sordum. Bugün yetişmez, dediler. Haydaa! Ne demek yetişmez! Dükkan sahibi Pablo işlerin yetişmeyeceğini söylese de ben ısrar edip motoru servis bölümüne aldırdım ve hızlanmalarını “rica” ettim. E bir de yasal süreç var ki ben bu konuda hiç bilgili değildim. Ustalar motosikletle uğraşadursun biz Pablo’nun aracıyla bir yere gitmek üzere yola çıktık.

Olaylar yaşanırken iletişim sağlamak için ortak bir dilimiz olmadığını da belirteyim… Neyse, araçla geldiğimiz yerin Noter olduğunu anlamam fazla sürmedi. Ancak, Pablo beni oraya getirmese ben nereden bulacağım noteri. Kilitli kapısı olan bir apartmanın içinde bir ofisti. Oralarda bir yerler hep kilitliydi ya neyse! Noterde sıra bekliyorken yolda Pablo’nun dediklerini düşünüyordum hep. Adam normalde böyle şeyler yapmadığını ama “dünya küçük” diyerek bir gün benim de ona yardım edebileceğimi düşündüğünden bana yardımcı olmak istediğini anlatmıştı. He tabi bir de arabanın ön camından şikayetçi olup motosikletin daha zevkli olduğundan vs konuştuk. Ekledi de: “benim saat ücretim fazladır ama senden ücret almayacağım” gibi espriler oldu 🙂

Noterde işlemlerimizi bitirdik ama bir süre sonra gelmemizi söylediler. Sanırım bir şeyler için zaman gerekiyordu. Anlamadım, hiçbir zaman da anlamayabilirim. Sıkıntı değil. Biz o sırada araçla şehir turu yaptık. Hava güneşli olsa da kış mevsimi olduğundan soğuktu. Arabada olmaktan şikayetçi olmadım. Notere dönüp evrak teslimimizi aldık ve başka bir yere doğru yola çıktık. Acaba şimdi nereye gidiyorduk? 🙂

Intendencia de Montevideo’ya geldik. Burası araç tescil işlemlerinin yapıldığı yer. Oralarda beklerken de Pablo, Matias isimli bir arkadaşını aradı. O da sigorta şirketinde çalışıyormuş. Neyse Intendencia’da bir süre bekledik, kahve içtim. Pablo arkadaşlarından rica etti, benim işlemi hızlı yaptılar ve oradan üzerinde adım yazan motosiklet ruhsatı ile birlikte ayrıldım. Teşekkür ede ede Pablo’nun arabasına geçtik. Dükkana dönerken bir yerlerden yiyecek bir şeyler almak için durdu. Sandviçler, lazanyalar, bir şeyler seçtik. Zor bela hesabı ödememi kabul ettirebildim. Dükkana döndük ve motorun hazır olmasını beklemeye başladım. Çok geçmeden Matias geldi. Sigortamı hazırlamıştı bile. Vay arkadaş! Ancak çok komiktir ki ben bir ödeme yapmamıştım. Ödeme yapmak için “ödeme merkezi” gibi bir yere geldik. Sokağın karşısındaydı zaten. Orada her şeyin ödemesi yapılıyormuş sanırım. Dolar ödeyip para üstünü Uruguay pesosu olarak aldım. Peki ödemezsem ne olur, dedim. Sonuçta sigortamı yapıp getirmişsin be Mati 🙂 Ödemezsen şu olur, bir kazaya karıştığında bu sigortayı kullanırsın ve bizi aradıklarında sigortanın karşılıksız olduğunu söyleriz ve sigortan olmadığı anlaşılır 😀
Evrak olarak sigortam vardı, ödemeden de geçebilirdim. Ancak bir kaza anında ne olurdu bilmiyorum. Zaten sigortasız gezdiğim ülkeler olacaktı.

Dükkana döndük ve günün son saatlerine kadar motosikletin hazırlanmasını bekledim. Biraz da yardım ettim. Hava kararmaya yakın, motorumu teslim almaya hazırlanıyordum. Sabahtan akşama dükkan bana çalışmıştı resmen. Ayrılmak üzereyken Pablo’nun çocukları da geldi ve hep beraber, hikayesini anlattığım bu fotoğrafı çekildik. 

IMG_9562_20160902

Evet, Uruguay’a gidip bir motosiklet satın aldım ve toplamda 9 ülkede bu motosikleti kullandım ama bu maceranın başlamasında Bike Up sahibi Pablo’nun emeği çoktur. Çok komiktir ki ben Türkiye’de araştırma yaparken Bike Up’ı bulmuştum ve oradan alışveriş yapacağımdan neredeyse emindim…

2 Comments

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s