Bir önceki yazım Motosiklet Kullanmaya Nasıl Başladım? ile motosikletin hayatıma girişini anlatmıştım. Şimdi de bu seyahat, yolculuk merakımı anlatayım dilim döndüğünce 🙂
Motosiklet ile seyahat ederken ilk çözüm bulunması gereken konu bagaj bence. Yanınıza alacağınız şeyleri belirlemek gerçekten zor olabiliyor. Neyse, konu o değil. Ben, henüz motosikletimi yeni satın almış, sürmeyi öğrenirken yakın bir arkadaşım da motosiklet satın almıştı. Normalde boş günlerimiz pek uymayan bu arkadaşımla nasıl olduysa bir Edirne gezisi kararlaştırabildik. Hemen internet üzerinde haritalar açıp, Tekirdağ’a da uğrayarak Edirne’ye nasıl ulaşabileceğimizi araştırmıştım. Şuan çok basit gelse de o sıralar yol bilgim sıfır denecek kadar azdı. İlk kez kendi aracımla il dışına çıkacaktım. Şimdi düşününce, motosikletim olmasaymış belki de uzun bir süre daha böyle becerilerim olmayacaktı.
Hazır boş günümüz varken bir de kamp yapalım dedik. Ama ekipman yok, tecrübe de yok 🙂 (Mayıs, 2014). Bakırköy’den yola çıkıp Merter’de oturan başka bir arkadaştan çadırını ödünç aldım. Motosikleti olan arkadaşımla Avcılar’da buluştuk. Güya Edirne’de kamp yapacağız 🙂 E-5’i takip ettik, birçok kez mola verdik. Hava çok güzeldi ama Tekirdağ’a vardığımızda hafif bir yağmur bizi ıslatmıştı. Meşhur köftelerden yedik, havanın tekrar açmasını bekledik ve Keşan yolundan Edirne’ye sürdük. Akşam vakti varmıştık. Oradaki bazı arkadaşlarla üniversitede muhabbet ettik. İki motorcu, şehirlerarası bir yolculuk. Hafif yorgunluk, mutlu suratlar… Çadır kuracak yer ararken, üniversitenin içinde bir de misafirhane olduğunu öğrendik. Çok ucuz olduğundan orada kaldık. Sabah erken kalkıp kahvaltının ardından biraz yürüyüş yaptık. Tekrar acıkmaya başladığımızda tava ciğer yedik. Şehri turladık ve öğleden sonra dönüş yoluna geçtik. Bu sefer otobanda sürmeye karar vermiştik. Bomboş yollar… Dopdolu geçen iki günün biriken yorgunluğu… Yol üzerinde durduğumuzda arkadaşım bu fotoğrafı çekti. Yolculuk sırasında yanınızda birisinin olması fotoğraf konusunu çok kolaylaştırıyor.
Defalarca mola vererek İstanbul’a vardığımızda müthiş bir trafik bizi karşılamıştı. Nasıl da özlemiyor insan o trafiği. Gezmiş tozmuş geri gelmişiz. Trafik hiç çekilmez geliyor insanın gözüne! İki günde 500-600 km arası bir sürüş yapmışız ve bu bizi zorlamıştı. Kondisyon!
O iki günlük geziden sonra hep daha fazlası için uğraştık ama bir daha hiç beraber gezemedik o arkadaşla. Boş zamanlar hiç uyuşmadı. Sanırım o sırada anladım tek başıma da gezmeyi becerebilmem gerektiğini… 🙂
Edirne, benim ilk motosikletli gezim. Zehri o yolda aldığıma inanıyorum. Hâla konuşuruz, “Oğlum ne eğlenmiştik Edirne’ye giderken ha!” diye… Güzel anılar, bizleri benzerlerini biriktirmek için motive eder. Hayal edenin, anısı bol olur 🙂
Bravo bravo bravo…. Dogru isler yapmaya devam
BeğenLiked by 1 kişi